İhlas Koleji Genel Müdürü Hakkı Okur "Bizim sistemimizin merkezinde her alanda iyi eğitim var. Kurucumuz rahmetli Enver Ağabey iyi insan yetiştirme kararıyla bu yola çıkmış. Biz de buna uygun planla gelişmeyi, büyümeyi ve daha fazla öğrencinin gönlüne dokunmayı hedefliyoruz" dedi.
Yeni dönemde birçok farklı başlık altında yenilikler hedefliyoruz. Öncelikle kampüslerimizi yeni öğretim yılına en iyi şekilde hazırlıyoruz. Şu anda bütün binalarımızda çok yoğun bir çalışma yürütülüyor. Öğrencilerimize güzel bir yaşam alanı sunmak, en ideal eğitim ortamlarını oluşturmak için bütün ekibimizle birlikte seferber olduk. Dersliklerimizin tamamına son teknoloji akıllı tahta alımlarını gerçekleştirdik ve şu anda montajları yapılıyor. Ayrıca başarının önünde hiçbir engel kalmayacak şekilde bir yeniden yapılanma sürecine girdik.
Akademik programlarımızdan sportif ve sosyal etkinliklere kadar her alanda çalışmalara başladık. Öğrencilerimizin disiplinler arası bir yaklaşımla problem çözme becerilerini geliştirmek için bu seneden itibaren STEM yaklaşımını merkeze alan bir yapı kurguluyoruz. Ayrıca proje tabanlı öğrenmeyi destekleyecek şekilde öğretim programımızı yeniden şekillendiriyoruz. 19 Ağustos tarihinde başlayacak olan seminer döneminde öğretmen eğitimlerimizi de tamamladıktan sonra büyük bir heyecanla yeni döneme başlayacağız. Bildiğiniz gibi yönetim süreçleri karar ve planlamayla başlar.
Değerli kurucumuz rahmetli Enver Ören Ağabey 1996 yılında "iyi insan yetiştirmek" kararıyla bu yola çıkmış. Yani karar en güzel şekilde zaten verilmiş. Biz de bu karara uygun planlamalarla gelişmeyi, büyümeyi ve daha fazla öğrencinin gönlüne dokunmayı hedefliyoruz. Bu sene bizden çok güzel haberler bekleyin!
Türkiye’de pandemi süreciyle başlayan bir çalkantı oldu ve bütün sektörlerle birlikte eğitim sektörü de bundan etkilendi. Sadece kâr etmek için sektöre giren veya büyüme stratejilerini iyi yönetemeyen okullardan bir kısmı kapanmak zorunda kaldı. Okulların başlamasından bir hafta önce kapandığını ilan eden okullar da maalesef bir güvensizlik ortamı oluşturdu. Yani özel okullar açısından çok zor bir dönemden geçtiğimizi söyleyebilirim. Ama bu yıldan itibaren sektörde bir rahatlama olacağını düşünüyorum.
Bakanlığımız da özel okulları destekleyecek adımlar atmalı. Çünkü Türk eğitim sisteminde özel okulların yeri ve önemi çok büyük. Biz İhlas Koleji olarak köklü bir kurumuz ve bu tür dönemsel dalgalanmalardan etkilenmeyecek kadar güçlüyüz. Bu okullar sadece kar etmek için kurulmadı. En büyük hedefimiz Türkiye’nin geleceğinde önemli roller üstlenecek iyi insanlar yetiştirmek. Hedef büyük olunca da küçük çaplı krizleri aşmak daha kolay oluyor.
İhlas Koleji kuruluş gayesi, başarı hikâyesi ve güçlü eğitim kadrosuyla 28 yıldır sektöre öncülük eden bir okul. Önceki dönemlerde birçok farklı alanda ilkleri gerçekleştirdik. Akademik, sosyal ve sportif alanlarda elde ettiğimiz başarılar göğsümüzü kabartıyor. En önemlisi de öğretmen kadromuzu seçerken çok titiz davranıyor, öğrencilere iyi örnek olabilecek kişiler olmasına dikkat ediyoruz. Kurumda 25 yılın üzerinde çalışan birçok arkadaşımız var.
Çalışan sadakati özel okullar için çok önemli bir konu. Çünkü okulların başarısı öğretmenler üzerinde yükseliyor. Eğer her sene farklı kadrolarla çalışırsanız, sisteminiz ne kadar iyi olursa olsun tökezliyor. Lise ve üniversite giriş sınavları için oluşturduğumuz bir sistem var.
Her öğrenciyi birebir takip ederek potansiyelinin zirvesine taşıyoruz. Bizim öğrencilerimizin sınav başarısı için dershaneye veya etüt merkezlerine gitmesine gerek yok. Geçmişte derece alan öğrencilerimizin birçoğu sadece bizim okulda yaptığımız çalışmalara katılarak bu başarıları elde ettiler.
YKS ve LGS’de Türkiye birincisi olan öğrencilerimiz bu sistemin bir başarısı olarak görülebilir. Bütün bunların yanında en büyük farkımız herhalde velilerin gözlerini arkada bırakmayacak bir okul iklimi sunuyor olmamız. Bize çocuklarını emanet eden anne babaların içi rahat olsun, öğrencilerimizin yüzü gülsün diye var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Konuşurken hep biz demeye gayret ediyorum çünkü bu gerçekten bir ekip işi. Bir karar verirken mutlaka arkadaşlarımla istişare ediyorum. Benim genel müdür olarak en önemli görevim öğretmenlerimizin derse huzurlu ve mutlu bir şekilde girmelerini sağlamak. Eğer sınıfta yüzler gülüyorsa, anne babaların da yüzü gülüyor ve başarı böyle geliyor.
Yapay zekâ dünyada zihinsel anlamda büyük bir dönüşüm gerçekleştirdi ve ezberleri bozdu. Şu anda yapay zekâ teknolojilerini çok yakından takip ediyor ve gelecek planlarımızı buna göre yapıyoruz. Özellikle ölçme değerlendirme sistemlerinin dinamik bir hale getirilmesi ve öğretim programlarının bireysel performansa göre oluşturulmasında yapay zekâ çok büyük bir değişime neden olacak. Bu konuda ARGE birimimiz çalışmalarını yürütüyor ve öğretim programına entegre edebileceğimiz tüm uygulamaları gözden geçiriyoruz. Yapay zekayı eğitim sürecimize entegre ederken, öncelikle öğretmenlerimizi desteklemek ve onların iş yükünü hafifletmek istiyoruz. Örneğin, yapay zekâ destekli sistemler sayesinde öğretmenlerimiz, öğrencilerin performanslarını daha detaylı analiz edebilecek ve kişiselleştirilmiş öğrenme planları oluşturabilecekler. Bu da her öğrencinin kendi hızında ve kendi ihtiyaçlarına göre ilerlemesine imkân sağlayacak. Yapay zekayı eğitim sürecimize dâhil ederek, öğrencilerimizi sadece akademik açıdan değil, aynı zamanda gelecekteki iş dünyasına ve topluma hazır, teknolojiyi etik ve verimli bir şekilde kullanabilen bireyler olarak yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Ancak şunun da farkındayız.
Yapay zekâ ne kadar gelişirse gelişsin, öğretmenin önemi azalmayacak. Bilakis öğretmenlerin rolü çok daha önemli hale gelecek. Yapay zekâ belki mekanik olarak yapılan birçok işi yapabilecek ama kendisini mutsuz hisseden bir öğrencinin derdiyle dertlenemeyecek. Çünkü eğitim sadece bilgi aktarımı değil. Öğrenciye gülümseyerek "Nasılsın?" diye sormanın etkisini ölçecek bir eğitim aracı henüz geliştirilmedi. Bu durumda "Robotlar acaba işimizi elimizden alır mı?" diye kaygılanmanın bir anlamı yok. Eğer öğretmen sadece ders anlatıyor, sınav yapıyor, yani bir robot gibi çalışıyorsa kaygılanması normal. Onlar yapay zekâdan ve robotlardan korksun. Ama öğrencilerin sadece beynine değil gönlüne de hitap edebilen, işini aşkla yapan öğretmenler varsa, bence robotlar korksun.
Değerler eğitimi eğitim sistemimizin tam merkezinde yer alıyor aslında. Çünkü biz haftada bir yapılan değerler eğitimi dersiyle veya hazırlanan panolarla öğrencilerimize bir fayda sağlayamayacağımızı biliyoruz. Bu yüzden İhlas Koleji'nde değerler eğitimi sadece sınıflarda değil, öğrencinin ayak bastığı her yerde vardır. Güler yüzlü olmayı, cömert olmayı, insanlara yardım etmeyi veya kalp kırmamayı öğretebilmek için önce böyle bir iklim oluşturmak gerekir. Bu iklim de değerlerini gerçekten yaşayan insanlarla mümkündür. Bu yüzden öğretmenlerimizi çok titiz bir şekilde seçiyoruz. Eğer öğretmenler öğrencilere rol model olamazsa, derslerde istediğiniz kadar doğruları anlatın, bir işe yaramaz. Bu okul zaten vatanına milletine bağlı, ailesine saygılı, başarılı ve mutlu insanlar mezun etme vizyonuyla kuruldu.
Rahmetli Enver Ören Ağabey İhlas Koleji ile para kazanmayı, kâr etmeyi veya ticaret yapmayı hiçbir zaman aynı cümle içinde kullanmadı. Ayakta kalabilmek için elbette ekonomik olarak güçlü olmak zorundayız ama bizim asıl gücümüz kuruluş gayemiz ve niyetimiz. Geçmişiyle gurur duyan, geleceğe güvenle bakan, kendi değerlerini unutmadan evrensel bir bakış açısına sahip olabilen öğrenciler yetiştirebilirsek ne mutlu bize!
Biz yıllardır öğrencilere mesaj verdiğimizi düşünüyoruz ama aslında son yıllarda asıl onlar bize mesaj veriyorlar. Bu da değişim mesajı… Beş yıl önceki zihniyetle bugün öğretmenlik yapmaya çalıştığınız zaman sadece yoruluyorsunuz. Çünkü beş yıl önceki çocukla bugünkü çocuklar aynı değil. Öğretmen değişmeden müfredatın veya eğitim sistemlerinin değişmesi bir işe yaramıyor yani. Öğrenciler bize "Bizi anlamak için gayret edin, değişin ve zihniyetinizi güncelleyin" diyorlar aslında. Bu mesajı iyi okumak lazım. Herkes yürürken öğretmen koşmak zorunda.
Biraz durakladığınız anda öğrencilerin dünyasından kopabiliyorsunuz. O yüzden biz öğretmenlerin en büyük görevi öğrencilerin dünyasına dâhil olabilmek ve onları anlayabilmektir. Çünkü öğretmen öğrencisinin halini anlamazsa, öğrencinin dersi anlaması da zorlaşıyor. Zaten eğitim "Hâlden anlama sanatı" diye de tarif ediliyor. İhlas çatısı altında olmak hepimiz için büyük bir fırsat. İnşallah bu fırsatı en güzel şekilde değerlendireceğiz. Heyecanımızı paylaşma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Haberin detaylarına Türkiye Gazetesi web sitesinden ulaşabilirsiniz.