Dünya ikincisi sporcumuz Melisa Gazoz: "Günde en az 4-5 saat antrenman yapıyorum"
Ailem de okçulukla ilgileniyor. Ben de okçuluk sporunun içine doğdum sayılır. İlgim de bu serüvene başlamam da bu şekilde oldu.
Babam, aynı zamanda antrenörüm. Her konuda olduğu gibi bana teknik konularda da destek oluyor. Ailem her konuda bana olan desteğini esirgemiyor. Ağabeyim ise profesyonel bir okçu. Onun da bana bu konuda her türlü desteğini fazlasıyla görüyorum.
Tabi ki. Birkaç hafta çalışmalarını erteleyip ok atmadığında en az bir aylık çalışmanı boşa harcamış gibi oluyorsun. Bu sadece okçuluk için değil, neredeyse emek verilen her çalışma için geçerli diye düşünüyorum. Kısacası okçulukla ilgilenmek lazım, bol bol antrenman yapmak gerekiyor. Ancak bu şekilde başarıya ulaşılabilir. İyi yanlarından birisi odaklanma kabiliyetinizi arttırıyor. Omurganızda bir sorun söz konusuysa omurganızın düzelmesine katkıda bulunuyor. Hiçbir sporun kolay yanı yoktur. Her spor dalı emek ve gayret ister. Yarışma dönemlerinde okula gidemediğim zamanlar oluyor. Günümün çoğunu antrenmanlarda ve ok atarak geçiriyorum. Ama bu fedakârlıklar okçuluğu sevdiğim için zor gelmiyor. Başarı odaklı çalışıyorum. Eğer bir işi severek yapıyorsanız o iş size yorucu gelmiyor.
Birçok müsabakaya katıldım. Bunlardan sayılarını hatırlamayacağım kadar çok derece elde ettim. Ama bunların arasında en değerlisi hangisi diye sorarsanız tabi ki de en değerlisi dünya ikinciliği madalyasıdır.
Başarılı bir sporcu olmak için dikkat ettiğim birçok faktör var: antrenman süresi, attığım ok sayısı... Günde en az 4-5 saat çalışma yapıyorum. Bu çalışmalarımda günlük 350 ok attığım oluyor. Isınmadan çalışmaya başlamak en kötü yöntem olacaktır. Arkadaşlarımla birlikte çalıştığım için sıkıldığım anlar pek olmuyor. Genellikle çalışmalarımız eğlenceli geçiyor.
Ailece önem verdiğimiz okçuluk sporunda ağabeyimin dünya çapında tanınan bir sporcu olması ve bu alanda elde ettiği başarılar beni ve ailemi gururlandırıyor. Beraber çalıştığımız zamanlar da oluyor. Birbirimize yardımcı oluyoruz.
Dünya ikincisi olmam beni nasıl mutlu ettiyse arkadaşlarımı da o denli mutlu etti. Öğretmenlerim, ailem ve arkadaşlarım benimle gurur duydular. Beni tebrik ettiler. Bu başarım arkadaşlarımın okçuluk sporuna merakını arttırdı. Meraklanmaya başladılar. Sporla ilgili sorular soruyorlar. Beraber çalıştığımız arkadaşlarımız da oluyor. Zaman geçtikçe hem ülke çapında hem de dünya çapında okçuluğa olan ilginin daha da artacağına inanıyorum. Benim ilk katıldığım yarışmada 12 tane yarışmacı varken, artık girdiğim yarışlara 300-400 kadar sporcu müracaat ediyor. Bu sadece benim yaşımdaki kız sporcuların sayısı.
Öncelikle okçuluk sporuna başlamak isteyen arkadaşlarıma çok emek vermeleri gerektiğini söylemek isterim. Bu sporda başarı elde etmek için çalışmak gerekiyor. Fedakârlık yapmak gerekiyor.